Merhaba arkadaşlar, ben Firdevs. 34 İstanbuldaki dul bayanlar
yaşında, buğday tende, ela gözlü, üzüm şeklinde simsiyah saçları olan ve çok da seksi vücuda haiz bir dişiyim. Evliyim ve İstanbuldaki dul kadınlar
bir çocuk annesiyim. Kocamla 13 sene evvelinde, Mart ayının 12’sinde evlendim. Ama yarağa tam olarak doymadım, taki erkeğimin yeğeni karşıma çıkana kadar. O aslında hep karşımdaydı, ama ben onun bir erkek olduğunu yeni fark ettim diyelim. Kocamla birbirimizi severek evlendik ve ilk başlarda gayet güzel, düzenli bir seks ilişkimiz vardı. Ama ne yazık ki zaman içinde, birçok evlilikte olduğu benzer biçimde, bizim de sex ilişkimiz sona erdi. Aslında pek sorunumuz yoktu, maddi durumumuz da iyidir. Yine de işte İstanbuldaki dul hanımefendiler
birşeyler ters gitmeye başladı, kocamla sevişirken yeterince heycan duymamaya başladım. Aslında kocamı seviyorum, o da beni seviyor, bundan inanırım, tekrar de bir türlü o eski heycanı yakalayamaz olmuştuk. Çaktırmasak ta, vaziyet vahimdi ve yapacak birşey olmadığı için mecbur katlanıyorduk.
Bir gün kocam açtı konuyu, “Hayatım, birbirimize itiraf edemediğimiz bir sorunumuz İstanbuldaki dul hanımefendiler
var!” dedi. Ben derhal anlamıştım, o probleminin sex bulunduğunu, kafamı hafif eğerek onayladım ve “Peki ne tecrübe edelim, meydana getirecek birşey yok!” dedim. Kocam da, “Sana bir teklifte bulunacağım, kabul edersen?” dedi. Ben de, “Söyle kabul edilecek bir şeyse neden yapmayım!” dedim. (Kocamın Sinop’ta bir ablası var, oraya gelin gitmiş, fakat uzak olduğundan fazlaca sık görüşemiyoruz, ablasını evliliğimiz boyunca sadece 3-4 kere gördüm, hepsi o denli. Ama ablası da eniştesi de oldukça cana yakın insanlar). Kocam beni, şayet istersem bir iki aylığına ablasına göndermeyi öneri etti, belki ayrı kalırsak birbirimizi daha fazlaca özler ve evliliğimizi kurtarabiliriz diye düşünmüş, en son deva İstanbuldaki dul kadınlar
olarak. Ben de, “Nasıl olur hayatım? Elin evinde ben nasıl bir iki ay kalayım?” dedim. Kocam da, “Ablamı da eniştemi de tanıyorsun, iyi insanoğlu. Hem ben meseleyi anlattım ablama, merak etme probleminin sexle alakalı bulunduğunu söylemedim!” dedi. Doğal olarak çekinmiş ablasından.
İstanbuldaki dul kadınlar
Ara
Kocam öyleki deyince kafama yattı ve kabul ettim. Ertesi gün gerekli hazırlıkları yaptım ve kocam beni Samsun Uçağına bindirdi, “Seni Samsun’da Uçaktan inince ablamın oğlu Esat alacak, ben kendisiyle konuştum!” dedi. Esatı son olarak oğlumun Sünnetinde görmüştüm, şu demek oluyor ki bir yıl olmuştu görmeyeli. Zaten bir kez gördüm, başka da görmedim. Onda da Sünnet düğününün telaşından pek dikkatimi çekmemişti. Nerden bilebilirdim İstanbuldaki dul kadınlar
o delikanlının benim hayatımı değiştireceğini. Samsun havaalanına indiğimde gerçekten de Esat beni iç hatlarda karşıladı. Esatı bu sefer gördüğümde, kendi kendime, (Aman Tanrım benim bir yıl ilkin gördüğüm Esat bu olamaz!) dedim. Çocuk gözüme okadar yakışıklı ve çekici geldi ki, anlatamam. Bana derhal güleryüzle yaklaşarak, “Hoş geldin yengeciğim!” dedi, sarıldı ve yanaklarımdan öptü. Ama ben kaskatı kesilmiştim, sanki içimden ılık ılık birşeylerin aktığını hissettim, bu daha önce asla hissetmediğim birşeydi. “Yenge, beni görür görmez niye şaşırdın, oldukca mu değişmişim?” dedi.
“Evet yaa Esat çok şaşırdım, bir yılda oldukça değişmişsin, senin bu kadar büyüyüp yakışıklı bir genç adam olacağını asla tahmin etmiyordum!” dedim. Bu laflar ağzımdan birden çıkıvermişti, hiç sonunun nereye gideceğini düşünmemiştim. Esat ta gülerek, “Yaa yenge şimartma beni, bak başına bela olurum sonra!” dedi. Valizim de bagajadan ulaşınca, bindik arabasına ve yola koyulduk. Gözümü Esattan alamıyordum. Bu arada Esat 23 yaşında, uzun boylu, atletik yapılı, esmer bir genç. Ne yalan söyleyim, o andan itbaren kocama içimden oldukça teşekkür ettim, beni gönderiği için. Baştan pek hevesli değildim gitmeye, fakat Esatı gördükten sonra bütün hislerim değişiverdi. Yolda Esatla başladık sohbete. Biraz havadan sudan konuştuktan sonrasında, Esat, “Yenge dayım iyi mi?” diye sordu. Ben de, “Dayın bu aralar birazcık zorlu!” dedim. “Hayrola yenge?” dedi. “Boş ver, özel konular!” dedim. Esat anlatmam için ısrar etti. Aslında ben de bahsetmek istiyordum, daha doğrusu havaalanında gördüğüm andan itibaren Esatla sevişmeyi arzuluyordum ve konunun kapanmasından ve birdaha fırsatını bulamamaktan korkuyordum. Esat çapkın birisine benziyordu, “Ne oldu yenge, niçin anlatmıyorsun, bizler yabancımıyız?” diyerek, akraba ayakları meydana getirmeye başladı.
İstanbuldaki dul hanımefendiler
Ucuz
“Bak Esat, biz dayınla ayrılmanın eşiğindeyiz!” deyip, sonlanmış olan sex hayatımızı olduğu şeklinde anlattım. Esat şaşkınlıklar içinde dinlerken, bir taraftan da önünü ovuyordu. Siki kalkmıştı, bu da benim dikkatimden kaçmadı heralde. Ben de cesaretlenip, olayları dahada abartarak, “Seni havaalanında görene kadar seks aklımın ucundan bile geçmiyordu, bana sarılıp yanaklarımdan öptüğünde birden kadın olduğumu, dişi olduğumu hissettim!” dedim. Bunu iyi mi söylediğime kendim de şaşırmıştım. Esat, “Yenge ben de seni geçen sene gördüğümde çok beğendim arzuladım, ama dayımın karısı olduğun için, şansım yok diye fazla düşünmemeye çaba ettim, şayet istersen sana yardım ederim!” dedi. “Nasıl?” diye sordum. “Bence sizin heycana ihtiyacınız var!” dedi. “Ee, nasıl olacak peki?” dedim. “Yenge, eğer istersen seninle beraber oluruz!” dedi. Ben de, “Saçmalama, olurmu o şekilde şey!” dedim. Sanki deminki kelimeleri başkası söylemiş oldu, oysa teklifine bayılmıştım bile.
İstanbuldaki dul bayanlar
Hemen Ara
Bu arada saat gecenin iki buçuğu olmuştu. Esat arabayı yolboyunda bulunan park gibi, boş bir yere çekti. Orda bizim otomobilden başka vasıta yoktu. Ve derhal dudaklarıma yumuldu. “Esat yapma, etme ne olur!” diyordum, fakat bir taraftan da, hemen oracıkta beni sikmesini istiyordum. Esat beni öylesine vahşice öpüyordu ki, bir süre sonra dudaklarımı hissetmemeye başladım. Ben de ayrıca onun sikini pantolonunun üzerinden ovuyordum. Tanrım, iyi mi da heycanlanmıştım, sanki ilk defa bir yarak yiyecekmişim gibi. Artık kendimi tamamen Esatın kollarına bıraktım. Esat hem beni çılgınca öpüyor, Penyemin altından elini yerleştirip göğüslerimi avuçluyor, sıkıyor, okşuyordu. O göğüslerimi hoyratça okşadıkça ben çıldıracak benzer biçimde oluyordum. Külotum sırılsıklam olmuş, amımın suları arabanın koltuğuna akmaya başlamıştı.
Önde huzurlu değildik, arabanın arka koltuğuna geçtik. Esat Penyemi yukarı sıyırıp südyenimi çıkardıktan sonrasında, eteğimi topladı ve ıslak külotumu da bacağımdan çekerek çıkardı. Sonra da kendi pantolununu ve külodunu çıkarıp, memelerime yumuldu, başladı öpüp yalayıp emmeye. Memelerimi o şekilde bir emiyordu ki, sanki kopartacakmış benzer biçimde. Canım yanıyor, fakat zevkten aldırış etmiyordum. Esat azar azar aşağıya indi ve amcığımı ağzına aldı, çılgın benzer biçimde yalamaya başladı. “Yenge fazlaca tatlı amın var!” diyordu durmadan. Ben de, “Yengenin amı kurban sana Esatım!” diyordum. Bu arada ben kaç kere boşaldım hatırlamıyorum bile, amım sanki alevden bir kor gibi, söneceği yoktu. Esat am deliğimi, am deliğimin dudaklarını ve klitorisimi emmeye devam ediyor, yalamadık ısırmadık yerimi bırakmıyordu. Dayanacak gücüm kalmadı ve ben de onun sikini ağzıma aldım ve çılgın benzer biçimde yalamaya, emmeye başladım. Esatın yarağı oldukça uzun değildi, fakat oldukca kalındı ve ben emdikçe yarak sanki ağzımda dahada kalınlaşıyordu.
Artık o muhteşem şeyi amcığıma yedirme tarihi gelmişti. Esatı koltuğa yasladım, eteğimi toplayarak kucağına geçtim. Esat bir eliyle amcığımın dudaklarını yanlara ayırdı, diğeri eliyle de yarrağını tuttu, yarrağın kafasını am deliğimin deliğine denk getirip hafif soktu ve beni aniden kendine çekti. Esatın yarak, nezamandır sikilmeyen amcığıma, altına kadar girince, o an sanki birisini öldürüyorlarmış gibi bağırdım. Esat beni öyle bir bastırıyordu ki, kalçalarım sanki kopacak gibi oluyordu. Ama zevkten deliye dönmüştüm, ard arda boşalıyordum, asla birşey umurumda değildi. Esat beni bir müddet böyle siktikten sonrasında, beni üstünden kaldırarak, “Arkanı dön güzel yengem, yeğeninin yarağını birazda arkadan ye!” dedi. Hiç ikiletmedim, hemen arkamı döndüm, eteğimi topladım, ön kotuğun başlığından tutunarak, hafif öne eğildim ve götümü kaldırdım.
Götümü sikecek sanmıştım, o niyetle heyecanla bekliyordum, ama Esat götümün yanaklarını ayırarak, yarrağını amcığıma sokmaya başladı. Başparmağını da götümün deliğine sokup, am deliğimi öylesine güzel düdüklüyordu ki, sanki bulutların üzerinde uçuyordum. Esat arkadan am deliğime pompalarken, “Yenge senin derdin buymuş, dayım seni iyi sikemiyormuş!” diyor, beni dahada süratli düdüklüyordu. Ben de onun önünde sanki vahşi bir kısrak benzer biçimde tepiniyordum. Arkadan elini uzatıp göğüslerimi sanki koparacak gibi sıkıyor, saçlarımı sanki atın yelesini tutar gibi asılıp, dörtnala amıma pompalıyordu. Hayatımın en güzel anlarıydı ve bitmesini hiç istemiyordum, fakat çocukcağızı da daha ilk günden fazla yormak istemiyordum, “Esat, artık dayanacak gücüm kalmadı, bittim, ne olur artık boşal, daha fazlaca sikişiriz aşkım, iyi mi olsa iki ay seninim!” dedim. Bunun üzerine Esat tüm hızıyla bir iki defa daha vurdurarak soktu, arkamdan bana kenetlendi ve hırlayarak bütün döllerini amcığımın içerisine fışkırtmaya başladı. Dölleri fışkırırken ben de onunla birlikte bir kez daha boşaldım. Bacaklarım titredi, gözlerimin önü kararmış oldu.
Biraz öyleki kalıp soluklandıktan sonra toparlandık ve yola koyulduk. “Muhteşemdin Esat! Nezamandır böyle sikişmemiştim, teşekkürler aşkım!” dedim. Esat da, “Ben de dayıma teşekkür ediyorum yenge, iyi ki seni göndermiş! Seni kaldığın sürece daha her gün sikecem güzel yengem, merak etme seni yarağa doyuracam!” dedi. Ben de, “Sik aşkım, hergün sik yengeni, yengenin amı da götü de senindir bundan sonra!” dedim. Elleşerek öpüşerek yola devam ettik ve sabah saat 6’da vardık Sinop’a…
Sadece yeğeni değil, ben de kocama teşekkür ediyordum. “İyi ki gönderdin beni canım kocacığım, seni fazlaca seviyorum! Yeğenin görkemli bir adam, yeğenine veriyorum diye ne olur kızma bana, döndüğümde sana da aynısını verceğim, aşkım benim, biricik kocam!”.
Mekik Çekerken Teyzemin Eli Sikime Değince
Kuzenimin Banu Alkan’a Benzeyen Karısını Siktim